Wednesday, April 1, 2009

Travel Zone

Bugüne kadar gişe rekoru kıran birçok filmin afişini siz tasarladınız. Bu başarının sırrı nerede?

Basari goreceli bir kavram. Benim gibi film afisi yapan pek cok tasarimci var. 
Hollywood tum dunyaya servis veren ve kulturel anlamda gundem belirleyen buyuk bir sektorun merkezi. Bu merkezde pek cok alanda uretimde bulunan pek cok insan var. Ben bunlardan birisiyim sadece. Hayatimda basari olarak algilanabilecek; Ankara'dan yola cikip burada var olma konusunda yasadigim surecteki belli kisimlarda olabilir. Kendi adima "basarili" dan cok "caliskan" diye tanimlanabilmeyi isterdim.
 
Ajansınızı, arabanızı, evinizi satıp turist vizesiyle Amerika’ya yerleştiniz. Tüm yatırımınızı “riske atarken”, geride bıraktığınız çevrenizin tepkisi nasıl oldu?

Agir oldu. Ama cok umursadigimi soyleyemem. Yasim gencti ve risk alabilecek birikimim ve tecrubem vardi. "yukseklere cikmayan, uzaklari goremez" atasozune hala cok inanirim. "Risk almak" cok akillica gelmiyor kulaga ama aslinda kasdedilen, bulundugunuz duruma analitik bakabilme ve olasiliklari zorlayacak cabayi gosterme durumudur. 

Bu cesareti sergilediğiniz başka bir hikayeniz var mı?

Bu turde hikayeleri dinlemek guzel. Ama bence bu uzun sureli bir kosunun sonuclari. Su anda Iconisus, Imeanit Creative ve Turk Film Konseyi'nden olusan bir operasyonun basindayim. Sektorumun en onemli filmleri ve TV dizilerinin marketingini yapiyorum. Branding konusunda hizmet veriyorum. Buyuk capli internet siteleri icin tasarim/danismanlik hizmetleri veriyorum. Lobbycilik faaliyetleerinde bulunuyorum. Ayrica bu sene iki uzun metyrajli film ve bir de 13 episodluk belgesel produce ediyorum.  Bence bunlarin tumu birer hikaye.
 
Türkiye’de işinize gösterilen önemi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ilginc ve guzel bir is yaptigim kesin. Icerisinde bulundugum endustriden ve yaptigim islerden ben de cok zevk aliyorum. Ama bunlarin Turkiye'deki yansimasinin olmasi gerekenden fazla oldugunu dusunuyorum. Yukarida da dedigim gibi bu sektorde calisan benim gibi onlarca insan var. Los Angeles'tekiler icin benim Turk olmam ilginc. Turkiye'dekiler ise bu sureci ve kendilerinden birisinin bunu yapmis olmasini begeniyorlar sanirim. Bu ilginc bir durum. Cogu zaman ben de bu konuda kendimi sorgularim. 

Los Angeles’ta özel bir ilginin odağında bulunduğunuzu tahmin ediyoruz…
Yok oyle bir ilgi!

Size ne ilham verir? Yasam enerjiniz nereden gelir?

Entellektuelik isigini aldigim her turlu is bana "ilham" verir. Ayrica oglumun ve kizimin gulusleri bana en cok "yasam enerjisi" veren anlardir.
 
Çalışırken dinlemekten vazgeçemediğiniz bir müzik var mı?

"Iyi" olan her muzigi dinlerim severim. Calisirken muzik yerine daha once izledigim filmleri bir kez daha DVD ye koyarim. Buna izlemek degil de bildigin bir forma uzaktan bakmanin zevki denebilir. Antonioni'nin "La Notte", "L'Avventura" ve "L'Eclipse" bu filmlerin basinda gelir.

“Keske afişini ben tasarlamış olsaydım” dediginiz filmler var mı ?
Cokkkk. 
 
Tasarımlarınızda asla vazgeçemediğiniz seyler neler?
Heyecan

 Tasarımlarınızda asla olmayacak sey nedi r?
Ozensizlik.

Sizin için en anlamlı olan tasarımınız hangisi?
 
Tek bir tasarim yerine bir ucluden bahsetmek istiyorum. Dunyada her 3 (buyuk) Din'e websitesi tasarlamis olan tek tasarimciyim. 
Kaballah (Yahudilik)
Greek Orthodoks Kilisesi (Hiristiyanlik)
Son Peygamber (Islam) icin web siteleri tasarladim. goarch.org icin yaptigim site WEBBY awards'da (ruhani dalda) birincilik odulu alinca, bunu duyan Islam camiasindan  Muhammed web sitesininin siparisi geldi. Bu site ile de Muhammed Peygamberi en iyi tanitan butun eserler arasinda (arastirma, film, kitap, makale, belgesel....) birinci secildik Dubai'de.

Afiş tasarımında sizin favorileriniz kimler?

Saul Bass, David Fletcher, Milton Glaser gibi eskileri daha cok begeniyorum. Yaslandikca bir tek ise olan begeniden cok, uzun yillar icerisindeki tutarli ve basarili cizgiye daha cok onem veriyorum. Bir isin olusumunda pek cok etken var. Siz iyi bir mimar olabilirsiniz ama kotu musteri, yanlis butce yada tecrubesiz bir muhendisin elinde isiniz kotu olabilir.
Bir dahaki isinizde bundan ders alirsaniz bence ozaman "iyi mimar" olursunuz.

Benim bu anlamda kendime model aldigim 4 Ingiliz vardir. Birincisi filmyonetmeni ve yapimcisi Ridley Scott, ikincisi moda tasarimcisi ve trendsetter Paul Smith, ucuncusu mobilya tasarimcisi ve ic mimar Terrence Conran, dorduncusu ise aktor Ben Kingsley. Ayrica hepsini de kralice "Sir" unvani ile onurlandirmistir. 

Yeni projelerinizden bahsedebilir misiniz?

Türk Film Konseyi olarak bu sene içinde çekmeye başlanacak yapımcılığını üstlendiğim biri belgesel diğerleri uzun metraj film olmak üzere 4 projemiz var: Bu projelerden bir tanesi,  Paris I Love You ve New York I Love You filmlerinin devamı niteliğinde olacak. 10 dünya yönetmeni İstanbul'a gelip kendi kısa filmlerini yapacaklar. Kendi Istanbul izlenimlerini bir hikaye ile anlatacaklar. Bu işlerin biraraya gelmesinden bir uzun film oluşacak. Bu yöntem pek çok şehrin kendisini tanıtmak için kullandığı bir format haline dönüştü. Paris, New York, Tokyo’dan sonra şimdi sıra Istanbul’da. 

Film projelerinin yanında sırada Türkiye ve Hollywood film endüstrisini buluşturmaya yönelik "300 Kilit Adam" adında bir başka projemiz var. Los Angeles’ta düzenlenecek bu organizasyon, Amerikan film sektörünün önemli isimlerini bir davette bulusturacak. Turkiye’nin  sinema endüstrisine sundugu kolaylıklar ve lokasyonlar tanıtılacak. Teşvik yasasından bahsedilecek, film yapımcıları Türkiye’ye davet edilecek. Bu yemekli davet Hollywood’un doğru isimlerine ulaşmamızı sağlayacak. Davetlilere Türk sinema endüstrisinin durumu, Türkiye'deki lokasyonlar, çekilmiş ve çekilmekte olan filmler anlatılacak. 

Bunun dışında en önemli projelerimizden birisi de www.turkishfilmtalents.com projesi.
Özellikle son yıllarda Ortadoğu konulu filmlere olan ilgi sayesinde pek çok Hollywood yapımcısı yeni yüzler ve yetenekler arıyor. Bu sadece aktör ve aktristler için değil aynı zamanda yazarlar, besteciler, kostüm tasarımcıları, grafikerler gibi pek çok alanda yeteneğin yer aldığı bir havuz olacak. Bu site Hollywood’daki birçok sektör dergisinde de ilan edilerek tanıtılacak.
Diğer projeler ve yapılmış olanlar ile ilgili www.turkfilmkonseyi.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Los Angeles’ta en büyük keşfiniz?
Esim Simla.

Los Angeles’ta en çok ne yapmayı seviyorsunuz?

Sunset'ten Malibu'ya araba kullanmayi. Pazarlari esimden gizli Fairfax'taki bitpazarina gitmeyi, yilbasi gunu disarida tshirt ile ogle yemegi yiyebilmeyi ve daha pek cok seyi seviyorum. 14 yildir Amerika'da yasiyorum. 10 yildir da Los Angeles'teyim. Burasi benim evim.

Favori restoranınız?

Istanbul'da "Haci Abdullah", Los Angeles'te "Orso".
 
Los Angeles’taki yaşantınızı İstanbul’dakinden ayıran nedir?

LA'de bir gun icerisinde pek cok is yapabilme imkani. Istanbul tam bir kaos ve sizi disardan kontrolunuz olmadan etkileyen cok sey var. Verimlilik dusuyor dogal olarak Istanbul'da. Yanlis anlamayin bu iyi mi kotu mu ondan daha emin degilim. 

İstanbul’un en çok özlediğiniz yanları?
 
Arkadaslarim. Herkesin bir arada olmasi. Grup halinde bir yerlere gitmeler. Cook kiskaniyorum o anlari

İstanbul’da en çok nerelere gitmeyi seversiniz? (Restoran, bar, club, mekan, galeri vs..)

Arkadaslarim nereye gotururse. Kendimi canyelegi ile nehire atiyorum.

Kariyer yolunda adım atan genç tasarımcılara ne önerirsiniz?

Hayal etmeyi. Sonra bu hayalleri kendilerine gercekci hedefler haline getirip buna ulasabilecekleri dogru zaman dilimlerine ve parcalara bolmeyi. Sonra bu yutmasi cok zor gozuken "koca fili" yavas yavas yemeye baslamalarini oneririm.